NİĞDE ŞİİRLERİ


Türkiyemiz
Dolaştım Türkiye’yi karış karış
Adamlar gördüm alnı açık
Elleri ekmek kavgasındaydı yaz, kış
Düşünceleri geceler gibi karanlık
Adamlar gördüm anlaşılmamış

Dolaştım Türkiye’yi adım adım
Kadınlar gördüm bakır çehreli
Dilekleri sonsuz, zevkleri yarım
Kadınlar gördüm ağırbaşlı, terbiyeli
Güzellik ne imiş anladım

Dolaştım Türkiye’yi sokak sokak
Çocuklar gördüm saz benizli, sıtmalı
Çocuklar gördüm gamdan kederden uzak
Dedim: İnsan her yaşta çocuk olmalı
Her şeye rağmen güzel yaşamak

Dolaştım Türkiye’yi bahçe bahçe
Mersin’de portakal, Niğde’de elma yedim
Hazlar duydum gül yaprağından ince
İşçi kadınlarla türkü söyledim
Bahçelerde paydos vakti gelince

Dolaştım Türkiye’yi şehir şehir
Evler gördüm sazdan kerpiçten
Açtım kapılarını bir bir
Kapkara bir dumandı bacalarda tüten
Anladım ki evler tekin değildir

Dolaştım Türkiye’yi uzak yakın
Camileri, hanları, köprüleriyle
Duydum masalını eski zamanların
Ağladım hüzün dolu türküleriyle
Taşlara ruh veren insanların

Dolaştım Türkiye’yi deniz deniz
Balıkçı kayıklarında sabahı ettim
Zevkler tattım köpükler gibi deniz
Denizlerde sarhoş oldum, sahilde hora teptim
Denizleriyle bir başka güzeldi Türkiye’miz

Dolaştım Türkiye’yi mezar mezar
Zamana hükmeden taşlar gördüm
Ta Ardahan’dan Edirne’ye kadar
Kesilmiş, fakat eğilmemiş başlar gördüm
Kolu bir yerde, bacağı bir yerde yatar

Dolaştım Türkiye’yi yürek yürek
Gördüm insanlarında hürriyeti
Kovanlarında işlemişler petek petek
Güzelliği, doğruluğu, iyi niyeti
Dedim: Mümkün değil Türkiye’yi sevmemek

Dedim: Hemşehrilerim, kardeşlerim
Aydın olsun yarını hepinizin
Sizin için göz nurum, alım terim
En iyi insanları namuslu Türkiye’mizin
Sizinle yaşayıp, sizinle ölmek isterim

 

ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

Ümit Yaşar Oğuzcan Niğde’ de
Niğde’den
Evimden karlı dağlar görünür Niğde’de
Baktıkça hüzünlenir, efkarlanırım
Sığmaz bu dağlara kaderim, sığmaz
Dayanılır dert değil bu Tanrım

Niğde bir taş yığını, toprak yığını
Bir gök var burada denize benzer
Ben denizlerin aşığı adam
Bana uzak denizler

Evimizin önünde pazar kurulur her hafta
……….
……….

Ümit Yaşar Oğuzcan

NİĞDEMİN
Nereden başlasam nasıl anlatsam
Hangi kapısından girsem Niğde’nin
Şöyle bir güzelce rüyaya yatsam
Zenginleştiğini görsem Niğde’nin
Helal olsun bu uğurda sermayem
Niğde ye methiyem Niğde’ye payem
Eski tarihini korumak gayem
Üstüne kol kanat gersem Niğde’nin
Alâeddin Cami’de bedesteninde
Yiğitlik nişanı vardır şanında
Der dalan Kemerhisar, Çiftehanı’nda
Şifalı suyuna girsem Niğde’nin
Senen hemşeriler ayrı kalmasın
Kimse öz yurdundan mahrum olmasın
Tepe bağın Kayardı’nın, Amas’ın
Tatlı meyvesini dersem Niğde’nin
Ayrı tat var baharında kışında
Bereket var ekmeğinde aşında
Yağlı peynirini suyun başında
Yufka ekmek ile dürsem Niğde’nin
Halayı türküsü çalınır sazla
Severim Niğde’yi canımdan fazla
Fikret bu konuda gam yemem asla
Uğrunda canımı versem Niğde’nin

Fikret DİKMEN

İŞTE DÜNYALARIN KAPADOKYASI
Niğde de yaşamış, dünya uygarı

Hitit, Friğ, Med, Pers’in yaşayışları

Müzede yarışır, uygarlıkları

İşte Dünyaların Kapadokyası.

 

Tarihler MÖ.. 8000-bine erişir

Fırtına Tanrısı Tesup’a ulaşır.

Tyane, Zeyva hüyük, bir bir yarışır

İşte Dünyaların Kapadokyası.

 

Andaval Kilise, Aktaş Köyünde

Hitit kitabesi var üzerinde

Eski Tunç çağları, eser müzede

İşte Dünyaların Kapadokyası

 

Niğde Müzesinde, saçlı mumyası

Üzerinde hala o elbisesi

Kirpikleri durur ve de dişleri

İşte Dünyaların Kapadokyası

 

Niğde Ihlarası, Sağanlıdere

Yılanlı Kilise ve niceleri.

Muhteşem manzara, ören yerleri

Uygar beşiklerin Kapadokyası.

 

İlhanlı-Selçuklu Türbe Camiisi

Böyle eserleri gelip görmeli

Her yerde bulunur otel-moteli

Uygar beşiklerin Kapadokyası.

 

Müzelerde var her çağdan eser

Ziyaretçi gelsin, gelmezse küser

Görmek bilmek gerek hepsi şaheser

Niğde Dünyanın mı Kapadokyası.

Salim ATICI 

 
TÜRKÜ SEVDASI

Yine yollarımız düştü gurbete
Daha yol var mıdır ölümden öte
Gayri dayanamam ben bu hasrete
İflah etmez beni türkü sevdası

Bakmadılar gözlerimin yaşına
Göz koydular ekmeğime aşıma
Gurbet elde bir hal geldi başıma
İflah etmez beni türkü sevdası

Gün be gün artıyor figanım ahım
Şikâyetim sana ey güzel şahım
İşte gidiyorum çeşm-i siyahım
İflah etmez beni türkü sevdası

Önümde sıralı dumanlı dağlar
Bir haber salmıyor o vefasız yar
Yinemi gurbetten kara haber var
İflah etmez beni türkü sevdası

Yetiş imdadıma gayet dardayım
Sayılmaz ki birer birer sayayım
Derdim çoktur hangisine yanayım
İflah etmez beni türkü sevdası

İnan sen bir yana dünya bir yana
Sitem yakışır mı seven insana
Ayrılık hasreti kar etti cana
İflah etmez beni türkü sevdası

Gönlüm düştü bir gözleri elaya
Bu sebepten başım girdi belaya
Mektup selam söyle benden sılaya
İflah etmez beni türkü sevdası

Gizli dertlerimden derman eyledim
Halden bilmez dosta sırım söyledim
Kahpe felek sana nettim neyledim
İflah etmez beni türkü sevdası

Bir kalbim var ortasından bölerim
Sen ağlarken söyle nasıl gülerim
Dağlar seni delik delik delerim
İflah etmez beni türkü sevdası

Güllerim aşmadan dalında kurur
Felek sillesini garibe vurur
Anam ağlar başucumda oturur
İflah etmez beni türkü sevdası

Bir saat gelmezsen yıla bedeldi
Ayrılığın oku sinemi deldi
Yine gam yükünün kervanı geldi
İflah etmez beni türkü sevdası

Bir vefa görmeden geçiyor çağım
Ah çektikçe erir yürekte yağım
Ötme bülbül ötme şen değil bağım
İflah etmez beni türkü sevdası

Har değdi güllerim dalında soldu
Gönül sayfalarım gam ile doldu
Bir dost bulamadım gün akşam oldu
İflah etmez beni türkü sevdası

Fikret dikmen geçti gençlik çağları
Duman boran oldu gönül dağları
Yine gazel döktü Niğde bağları
İflah etmez beni türkü sevdası

Fikret DİKMEN   

 

NİĞDEMİN

 

Nereden başlasam nasıl anlatsam

Hangi kapısından girsem Niğde’nin

Şöyle bir güzelce rüyaya yatsam

Zenginleştiğini görsem Niğde’nin

 

Helal olsun bu uğurda sermayem

Niğde ye methiyem Niğde’ye payem

Eski tarihini korumak gayem

Üstüne kol kanat gersem Niğde’nin

 

Alâeddin Cami’de bedesteninde

Yiğitlik nişanı vardır şanında

Der dalan Kemerhisar, Çiftehanı’nda

Şifalı suyuna girsem Niğde’nin

 

Senen hemşeriler ayrı kalmasın

Kimse öz yurdundan mahrum olmasın

Tepe bağın Kayardı’nın, Amas’ın

Tatlı meyvesini dersem Niğde’nin

 

Ayrı tat var baharında kışında

Bereket var ekmeğinde aşında

Yağlı peynirini suyun başında

Yufka ekmek ile dürsem Niğde’nin

 

Halayı türküsü çalınır sazla

Severim Niğde’yi canımdan fazla

Fikret bu konuda gam yemem asla

Uğrunda canımı versem Niğde’nin

 

  Fikret DİKMEN 

 

GEÇTİ BOR ‘UN PAZARI
Başta kavak yelleri estiği günler hani ?
Beklediğin nişanlar,şerefler,ünler hani?
Aradığın sevgili,şanlı düğünler hani?
Selvi gibi ümitler döndü birer iğdeye,
Geçti Bor’un pazarı,sür eşeğini Niğde’ye.
Sende cevher var imiş bunu herkes ne bilsin.
Kimler böyle züğürdün huzurunda eğilsin ?
Şöyle bir dairede müdür bile değilsin.
Ne çıkar öğrenmişsin mesahayı pi diye,
Geçti Bor’un pazarı,sür eşeğini Niğde’ye.
Bilmemki ne olmaktı senin gayen,maksadın ?
Fare gibi kitapların arasında yaşadın.
Ne dans ettin eğlendin,ne sevdin kız kadın,
Kim dedi hey serseri gençliğine kıy diye ?
Geçti Bor’un pazarı,sür eşeğini Niğde’ye.
Gönül ne çalgı ister,ne eğlence ne de dans,
Ne güzel kadınların önlerinde reverans.
Kapandıkça kapandı bunca yıldır kahpe şans.
İhtiyarlık gölgesi perde çekti dideye,
Geçti Bor’un pazarı,sür eşeğini Niğde’ye.
Fırsatı iyi kolla,sakın olma dangalak,
Keyfine bak dünyada gülerek,oynayarak.
Sende iç şampanyalar,viskiler bardak bardak,
Dokunuyor üç kadeh şimdi bizim mideye,
Geçti Bor’un pazarı,sür eşeğini Niğde’ye.
Hasanın böreğine vaktinde yetişmeli,
Hiç durmadan gövdeye atıştırıp şişmeli.
Yanıpta kavrulmadan mükemmelen pişmeli,
Yoksa seni almazlar hiç bir yere çiy diye,
Geçti Bor’un pazarı,sür eşeğini Niğde’ye.
Namdar Rahmi KARATAY
GURBETTEKİ NİĞDELİLERE

Özleyip Niğde’yi gelip görende,
Çehresi değişmiş bilemezsin ki.
Binalar yapılmış bağlar yok olmuş,
Kırbağı nerede bulamazsın ki.
Kültürün temeli Niğde Lisesi,
Depboya çıkınca gençlik hevesi.
Çok mahsun duruyor saat kulesi,
Çanının sesini duyamazsın ki.
Tandırın külüne pancar gömmeyi,
Dağlara çıkıpta kangal emmeyi.
Kadarak gölünde donsuz çimmeyi,
Rüyalarında bile göremezsin ki.
Güveleme derken, akşam kına,
Aksokudan öte Depiranda cuma,
Nerden geldi bilmem bunlar aklıma
Meydana dalavu kuramazsın ki.
Koyunlar beside kekük yayılmaz
Kebaplar bir tuhaf lezzet bulunmaz
Akortlar bozulmuş sazlar çalınmaz
Niğde’nin türkilerini bilemezsin ki.

Şinasi YILDIZ 

 

DAHA FAZLA NİĞDE ŞİRLERİ İÇİN ADRESE TIKLAYIN http://arama.antoloji.com/?yer=siir&ara=ni%F0de

Yorum bırakın